duyunca nasıl bu söz bana ait olmaz diye fazlasıyla hayıflandığım sözlerden bir tanesidir. bu durum az olur ama olunca üzerimde ciddi etki bırakır. peki bu durumu neden buraya taşıdım? zira gelenin gideni aratmadığı tek yer victoria's secret defilesidir. bu büyülü sözün meselesi edebi bir derinlik, inanılmaz kaliteli bir dil değil; zaten öyle her yerde edebi derinlik para etmez. gerçeklikte de edebi derinlik para etmez, gerçeklik yeterince vurucudur.
bazı durumlar gerçek değildir ama hakikattir, bazısı gerçektir ama hakikat değildir. -kadınlar aşık olabilir gerçektir ama hakikat kabul etmem/rengarenk dünyada bir adam gezer ne zengin ne fakir ne mümin ne zındık hiçbir gerçeğe dalkavukluk etmez hiçbir yasayı tanımaz! cesur ve üzgün, bu alacalı dünyada kimdir bu adam? hakikattir ama gerçek değildir. - ender şekilde bazı şeyler hem gerçektir hem hakikat. victoria sözü de onlardan biridir. şimdi gördüğünüz gibi bir sürü laf kalabalığı yaptım fakat asıl söz kadar etkili olmadı, sebep? çünkü gelenin gideni aratmadığı tek yer victoria's secret defilesidir; duyunca yüzde oluşan tebessümü ve mayasındaki muzipliği bir kenara koyduğumuzda hem gerçek hem hakikat oluşuyla parladıkça parlar.
peki bu kadar hayıflanıp kendi gözümde övdüğüm söz hakikaten nasıl benim dudaklarımdan dökülmedi? çünkü ben yeni nesil bir zihinim. küreselde dominant fikir ne yazık ki ilhamı benden mahrum bıraktı. çünkü victoria's secret'ı görünce benim aklıma "güzellik algımızı yıkalım" rezilliğiyle afişlerde boy gösteren rezil karılar geliyor, aklımdan çıkmıyor başka bir şey düşünemiyorum. böylelikle ilhamdan mahrum kalıyorum; herkes bilir ki algı gerçeklikten üstündür ve kendi hünerinin yanında pek çok ihtimalin de üstünü kapama özelliği vardır; ilhamı öldürmek gibi.
bazı durumlar gerçek değildir ama hakikattir, bazısı gerçektir ama hakikat değildir. -kadınlar aşık olabilir gerçektir ama hakikat kabul etmem/rengarenk dünyada bir adam gezer ne zengin ne fakir ne mümin ne zındık hiçbir gerçeğe dalkavukluk etmez hiçbir yasayı tanımaz! cesur ve üzgün, bu alacalı dünyada kimdir bu adam? hakikattir ama gerçek değildir. - ender şekilde bazı şeyler hem gerçektir hem hakikat. victoria sözü de onlardan biridir. şimdi gördüğünüz gibi bir sürü laf kalabalığı yaptım fakat asıl söz kadar etkili olmadı, sebep? çünkü gelenin gideni aratmadığı tek yer victoria's secret defilesidir; duyunca yüzde oluşan tebessümü ve mayasındaki muzipliği bir kenara koyduğumuzda hem gerçek hem hakikat oluşuyla parladıkça parlar.
peki bu kadar hayıflanıp kendi gözümde övdüğüm söz hakikaten nasıl benim dudaklarımdan dökülmedi? çünkü ben yeni nesil bir zihinim. küreselde dominant fikir ne yazık ki ilhamı benden mahrum bıraktı. çünkü victoria's secret'ı görünce benim aklıma "güzellik algımızı yıkalım" rezilliğiyle afişlerde boy gösteren rezil karılar geliyor, aklımdan çıkmıyor başka bir şey düşünemiyorum. böylelikle ilhamdan mahrum kalıyorum; herkes bilir ki algı gerçeklikten üstündür ve kendi hünerinin yanında pek çok ihtimalin de üstünü kapama özelliği vardır; ilhamı öldürmek gibi.