delirdim insanlar arasında yaşarken. çocukluğumdan beri herkes hep benden bir beklentiye girdi. beni bir araç gibi kullanmaya çalıştı. çok garip değil mi? insanlar diğer insanlar hariç yolun başında araç olarak edindiği her şeyi yolun sonunda amaç edinmiş olur.
zihnimde kurşundan bir kule inşa ettim. hiç bir ışığın giremediği. karanlık bir kule. ben yalnız kalmaya önce kafada alıştım. kimseyi de almadım yanıma taa ki yeterince güçleninceye kadar. en yakın arkadaşım hep kendim oldum. bol bol kendimle konuştum. gözüm olmak istediğim kişiden başkasını da görmedi. bir idea olarak kaligula rasputin...
babam hep kendimi topluma kapatmamı ve toplumla uyuşmam gerektiğini söyledi. tamam baba dedim ama yapmadım. yıllar sonra itiraf etti. söylediğim kafana yatmıyorsa "he" de geç dedi. güldüm tamam baba dedim.
disturbed diye bir grup var müziğini öyle ahım şahım bir şekilde beğenmesem de isminden ötürü arada sırada açıp dinliyorum. rahatsız demek. içinde yaşadığımız dünyada rahatsız olmayan insanlara saygı duymuyorum. etrafına dönen şeylere şöyle bir baktığında rahatsız hissetmiyorsanız size saygı duymuyorum. bir şeyler yapmalı bir şeyler değişmeli. rahatları rahatsız etmek üzerime farz.
değişimin nasıl olması gerektiği hakkında fikirlerimi söylemeyeceğim çünkü bu bir manifesto değil ve benim gösterebileceğim yolun hiç bir önemi yok. çünkü benim verdiğim kararlar değil çoğunluk verdiği kararlar dikkate alınacak. vasatların çoğunluk olduğu bir türüz ne yazık ki.
bazı evrimcilerin iddiasına göre eski insanlardan bir kısmı biz olan "homo sapiens sapiens'ten" daha zekiydi. "bize" kaybetlemelerinin sebebi "biz"den daha bireyci olmaları idi. "biz" daha kollektif bir şekilde hareket edip kendilerinin sonunu getirdik.
"it is not the strongest of the species that survives, nor the most intelligent that survives. it is the one that is most adaptable to change." (ne türlerin en güçlüsü , ne de en zekisi değişime en kolay uyum sağlayan hayatta kalır.)
yalnızlık tanrıya mahsustur fakat insan yalnızlığını sadece tanrıyla giderebilir. ben buna inandım. tanrıya inanmamın en büyük sebeplerinden biri de bu. beni bilecek tahammül edecek kabul edebilecek tek varlığın tanrı olduğuna inanıyorum. cennet sadece tanrının hoşnut olduğu kullarının girebildiği bir gönül olsa gerek.
zihnimde kurşundan bir kule inşa ettim. hiç bir ışığın giremediği. karanlık bir kule. ben yalnız kalmaya önce kafada alıştım. kimseyi de almadım yanıma taa ki yeterince güçleninceye kadar. en yakın arkadaşım hep kendim oldum. bol bol kendimle konuştum. gözüm olmak istediğim kişiden başkasını da görmedi. bir idea olarak kaligula rasputin...
babam hep kendimi topluma kapatmamı ve toplumla uyuşmam gerektiğini söyledi. tamam baba dedim ama yapmadım. yıllar sonra itiraf etti. söylediğim kafana yatmıyorsa "he" de geç dedi. güldüm tamam baba dedim.
disturbed diye bir grup var müziğini öyle ahım şahım bir şekilde beğenmesem de isminden ötürü arada sırada açıp dinliyorum. rahatsız demek. içinde yaşadığımız dünyada rahatsız olmayan insanlara saygı duymuyorum. etrafına dönen şeylere şöyle bir baktığında rahatsız hissetmiyorsanız size saygı duymuyorum. bir şeyler yapmalı bir şeyler değişmeli. rahatları rahatsız etmek üzerime farz.
değişimin nasıl olması gerektiği hakkında fikirlerimi söylemeyeceğim çünkü bu bir manifesto değil ve benim gösterebileceğim yolun hiç bir önemi yok. çünkü benim verdiğim kararlar değil çoğunluk verdiği kararlar dikkate alınacak. vasatların çoğunluk olduğu bir türüz ne yazık ki.
bazı evrimcilerin iddiasına göre eski insanlardan bir kısmı biz olan "homo sapiens sapiens'ten" daha zekiydi. "bize" kaybetlemelerinin sebebi "biz"den daha bireyci olmaları idi. "biz" daha kollektif bir şekilde hareket edip kendilerinin sonunu getirdik.
"it is not the strongest of the species that survives, nor the most intelligent that survives. it is the one that is most adaptable to change." (ne türlerin en güçlüsü , ne de en zekisi değişime en kolay uyum sağlayan hayatta kalır.)
yalnızlık tanrıya mahsustur fakat insan yalnızlığını sadece tanrıyla giderebilir. ben buna inandım. tanrıya inanmamın en büyük sebeplerinden biri de bu. beni bilecek tahammül edecek kabul edebilecek tek varlığın tanrı olduğuna inanıyorum. cennet sadece tanrının hoşnut olduğu kullarının girebildiği bir gönül olsa gerek.