muhafazakarlık – Kaplan Sözlük
tarihte ilk kez fransız ihtilaline karşıt olarak edmund burke tarafından ortaya atılan siyasi düşünce akımı.

edmund burke, devrimin şeytanları adlı eserinde (ayriyeten bu eser muhafazakar siyaset teorisinin magnum opus'udur) şunları söyler;

“devrim ruhuna sahip kişi genellikle bencildir ve dar görüşlüdür. insanlar ataları gibi sonraki nesilleri önemsemeyeceklerdir.”

“fransa, kralın otoritesini umursamamaya başladığında acımasızlığını ve arsız dinsizliğini ikiye katladı…”

bunlara karşın günümüz muhafazakarlık anlayışına ters olarak; “hatalar miras değildir, savunmaya değmezler.” anlayışı hakimdir. geçmişte yanlış yapılmış ise bu geçmişte kalmıştır ve biz daha iyisini yapmakla yükümlüyüz anlayışı vardır. atalarımız yaptı diye savunmaya çabalamaz.
En basit haliyle, muhafaza etmek demektir.

Ancak, fazlası, gelişmeye engeldir.

İnsanın yarı muhafazakar olması, ama gelişmeye açık olması iyidir. Hayatta denge, en doğru tercihtir.
Çocuklukta gereğinden fazla maruz kalındığında karaktere pasifliği mıh gibi çakan, gereğinden az maruz kalındığında da geleceğin oruspularına sebep olan, dozu iyi ayarlanması gereken şey.
Birtakım ahlaki, dini, milli veya örfi normları muhafaza eden ve hayatlarını o minvalde yaşayan insanlara denilir. Ülkemizde, muhafazakarlığı müslümanlarla özdeştirme gibi bir hata var. Oysa ırkını üstün tutup milliyetçilik yapan da muhafazakardır, dinleri ve yaratıcıyı reddedip ahlaki normları kendine ilke edinip korumaya çalışan kişi de muhafazakardır, gelenekleri yaşatmaya çalışan ya da kimi dini kaideleri korumaya devam ettiren kişi de muhafazakardır.

İnancı farketmeksizin ahlaki ilkelerin muhafazakarlığını tutarlı biçimde yaşayan insanlar toplum için değerlidir.
Kelime anlamı korumaktır. İfrat ve tefrit boyutuna dikkat edilmelidir. Öğrenmeye ve gelişime açık olup aynı zamanda muhafazakar olmak dengede kalmayı sağlamaktadır. Yani hem kendini koru hem de geliştir.