yaşlanmak – Kaplan Sözlük
birbirimizin anasını sikmeyelim diye, tabiat ananın geliştirdiği müthiş özellik. eğer kimse yaşlanmasaydı, er geç birbirimizin anasını sikecektik. böylece analarımızın namusunu korumayı başardık.

ayrıca, analarımız da genç kaldıkları için azacaklardı. bu da hiç hoşumuza gitmeyecekti.
geçen gün fotoğraf çektirdim. bakınca "ey gidi" dedim.

yaşlanmanın en net ve kısa ifadesidir, "ey gidi" ...
Evrim teorisine göre, eskiden yaşlanmayan insanlar da vardı. Bunlar birbirlerinin anasını sikmeye başlayınca, toplumda huzursuzluk oluştu ve cinayetler arttı.

Yaşlanmayanlar birbirlerini öldürürken, yaşlananlar huzur içerisinde yaşıyorlardı.

Zamanla, doğal seleksiyon sürecinde, yaşlanmayanların sayıları azaldı ve sonunda soyları tükendi.

İşte bunun için yaşlanıyoruz.
ölüm biyolojik acidan ilk canli hucrenin aninda cozumunu buldugu bir seydir aslinda. gelistirmesi gereken ilk ozellik tekrar bolunerek ölümsuz olmakti.

milyar yılda geldigimiz noktada bu daha ust duzeyde devam ediyor, hucreye kiyasla yuz yil organize kalabildigimiz icin oranlayinca neredeyse ölümsüz sayiliriz.

bin kat daha verimli beden ile bin kat daha uzun yasamanin absurt bir sey olmadigi ve bedenimizin, zihnimizin kaldirabilecegi bir sey oldugu yaslanma mekanizmasinin basitligi goze alindiginda mumkundur.

boyle bir gelismeyi eger kole olmazlarsa torunlarimiz yakalayacak.

yaslanmanin onune gecmis topluluklar tabii ki oldu. buyuk bir savas sonucu birbirlerini yok ettiler. (bkz:finno-korean hyperwar)
o siralar bizim dedelerimiz birbirine kuru bok ile saldiriyordu.